

GÖNÜL ÇELEN
Kırıklarını aldırdım kalbimin
Zırhımı çıkarttım astım portmantoya
Güzel vücutlar boş suratlar
Benimse yenmiş tırnaklarım
Titrek ellerim var
Evet dedi ben de seni aldattım
Bİr kez de değil üstelik
Çünkü beni çok kanattın
Çok sevdiğim bir yalandın
Gönülçelen gönülçelen
Aynı anda utanmadan
Hem kırıcı hem kırılgan
Yordun beni gönülçelen
Gönülçelen gönülçelen
Biraz gerçek biraz yalan
Hem yarabandım hem yaram
Bitsin artık gönülçelen

sevdim seni bir kere
Sevdim seni bir kere
Başkasını sevemem
Deli diyorlar bana
Desinler değişemem
Desinler değişemem
Daha yolun başındasın
Değişirsin diyorlar
Oysa sana çıkıyor
Bildiğim bütün yollar
Sevgi anlaşmak değildir
Nedensiz de sevilir
Bazen küçük bir an için
Ömür bile verilir

rüzgargülü
Kır evinin verandasında
bir rüzgar gülüne rastladım
İnsanmışcasına konuşmaya başladım
Dedim, benim kadar yalnızsan
Tek gecelik bir aşksan
Omuzlarına abanan
Bir anıdan kaçıyorsan
Dibe vurduysan
yada hala düşüyorsan
Bir yaz günü Bir yaz günü
Hiç bu kadar üşüdün mü?
Rüzgar gülü Rüzgar gülü
Hiç ölümü düşündün mü?
Hayalimdeki adsız kadın
Sanki ağzımda tadın
Eminim ki sen de hep kendini aradın
Evimin yolu beni unutmuş otellerin soğukluğunda...
Tüm bu garip duygular
Bir tür iç kanama
Dibe vurduysan
yada hala düşüyorsan
Bir yaz günü Bir yaz günü
Hiç bu kadar üşüdün mü?
Rüzgar gülü Rüzgar gülü
Hiç ölümü düşündün mü?

rapsodi istanbul
al tüm param bu dedim
boşver dedi sende kalsın
bir parça yeter ufak
kopar ver yiyeceğinden
etrafına bak onlardan olma sakın
yola koyul küçük küçük git buralardan
sokaklarda sapsarı yapraklar
mazgallarda yağmurlar
hangi kentte bu denli acı var
başka nerde istanbul kadar
git...
yapraklar yatağın olsun
kırlangıçlar arkadaşların
yıldızlar yorganın olsun
hem zaten gökte işsiz güçsüz duruyorlar
benden geçti ama sen yap
git buralardan
bitene kadar bitmez hayat
bitti mi de biter ama
iç tüm şaraplarını bu dünyanın
kay ıslak güvertelerinde
tüm güzel kadınların
sokaklarda sapsarı yapraklar
mazgallarda yağmurlar
hangi kentte bu denli acı var
başka nerde istanbul kadar
git...
yapraklar yatağın olsun
kırlangıçlar arkadaşların
büyük aşklar hep senin olsun
hem zaten boşuboşuna başkalarında duruyorlar

renkli rüyalar otelinde
arabayı sen kullan demiştim
içkiliyim.
'boşver yutalım şeritleri bas gaza' dedin
bu otel güzel adını sevdim,
orda öyle yerlerime dokun,
dokunmadığı kimsenin
sarhoş olsak ya,
kimiz unutsak ya,bulut olup iç içe
bardaktan boşalsak ya sarhoş olsak ya
tek vücut olsak ya
yüksek doz aşk alıp burda mutlu ölsek ya
yıllar önceydi,
çok da güzeldi şimdi düşününce
benimsin demiştim
ben de senin
renkli rüyalar otelinde
kapıları çalmıştım
cevapsız savrulmaya
hiç atmayan kalpleriyle insanlara
ama sen farklısın
dedim,dedin ki sense
'dikkat et sadığımdır sadece
KENDİME!'
2x
sarhoş olsak ya
kimiz unutsak ya
bulut olup iç içe bardaktan boşalsak ya
sarhoş olsak ya
tek vücut olsak ya yüksek doz aşk alıp
burda mutlu ölsek ya
yıllar önceydi çok da güzeldi şimdi düşününce benimsin demiştim bende senin renkli rüyalar otelinde

Kupa Kızı Ve Sinek Valesi
Bir iskambil falında
Çıkmıştık birbirimize
O güzel kupa kızıydı
Sinek valesiydim bense
Gece yarısı o perşembe
Rastladım köprü üstünde
Ağlama dedim o ağladı
Trabzanlardan indiğinde
Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak dedim
Senin için rüzgarda hep yağmur mu var
Gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan?
Hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?
Bir kar tanesi ol
Kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi
Eri ağzımda
Bir kar tanesi ol
Kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi
Eri ağzımda
Sırılsıklamdı soyundu
Vücuduma dokundu
Biraz pürüzlü tenimde
Yaşam hücrelerimi buldu
Mutluyudum o uyudu
Sarıldım sayıklarken
Tanımadığım o adları
Yanımda çırılçıplak
Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak dedim
Senin için rüzgarda hep yağmur mu var
Gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan
Hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?
Bir kar tanesi ol
Kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi
Eri ağzımda
Bir kar tanesi ol
Kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi
Eri ağzımda
Rüyamda gururluydum, biliyordum diyordum
İnanmak lazımmiş meğer iskambil fallarına
Uyandım, bakakaldım, hayali bir parmağın
Bıraktığı yazıya, pencere camının buğusuna
Hoşçakal...
Bir kar tanesi ol
Kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi
Eri ağzımda
17
Boşver beni
Mühim değilim
Bu O'nun hikayesi
Çok beyazdı, kir tutardı
Ömrü kelebek kadardı
Mektupları şişedeyken
Bir de bakmış deniz yokmuş
Tek başına dans ederken
Mutsuzluktan sarhoşmuş
Daha 17'ymiş.
Oyundan kalkmak isterken
Kağıtlar dağıtılmış
Bu hava boşluğunda
Artık her şey satılıkmış
Trafikte akmayan
Hep onun seridiyken
Söylediği son şarkı
Elveda Zalim Dünyaymış
Daha 17'miş

doktor
Öyle büyük ki inan doktor içimdeki boşluğum
Ne koyarsam koyayım hiç dolmuyor
Eğer böyle yaşarsam hep aynı acıyı
Bu sıcaklar bile beni donduruyor
Kör bir dilenci vücudunda sigara yanıklarıyla
İlkbahardan bana bahsediyor sardunyalar açıyor diyor
Ama ben görmeyeceğim ve sizin gibi sevinmeyeceğim
Bekleme salonunda günü geçmiş dergiler
Saçım başım dağılmış sanki bana benzerler
Doktor doktor insanlar hiç bilmiyor
Doktor doktor insanlar hiç duymuyor
Doktor doktor insanlar hissetmiyor
Doktor doktor kimse beni sevmiyor
Gerginsin rahatla dedi çabucak soyunurken kadın
Paramı ver yeter hiç farketmez adın
Soyunmana gerek yok bana bir kaç tatlı söz lazım
Uyuyana kadar kal yeter bitmiş uyku haplarım
gemiler
Biran için çıksan hayatımdan
Yanık tenli omuzumdan
Haykırsam maziden, uzaklardan
Şu anda yanımda
Deniz rüzgara karışmış güneşte
Martı(dalga) sesleri vardı gülünüşlerde
Gülüşlerde gülüşlerde
Sen geçerken sahilden sessizce
Gemiler kalkar yüreğimden gizlice

Teoman - Güzel Bir Gün
suç yok,suçlu yok
hayat böyle anladım
aşk yok artık yok ama zamanla alıştım
senle ben hep böyle kalacağız
gitgide eriyip yok olacağız
yavaş yavaş
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak güzel bir gün ölmek için
düş yok, gerçek yok
bak sonunda anladım
yaz yok kış yok
artık zamanı karıştırdım
